January 28, 2022 | Yazar: Mert Kahve

Tarihten Umut ve Motivasyon Örneği | Harold Hardrada

blog-feature-image

Bir amaç uğruna çabalamak, bir idealin peşinden koşmak veya en basit örneği ile sabah yataktan kalkmak; motivasyon kavramının temelini oluşturduğu eylemlerdir. Motivasyon eksikliği ise anlaşılabileceği üzere tüm yaşamın kalitesini büyük oranda düşürebilecek bir sorun. Eminim bu yazıyı okuyanların birçoğu da bunun benzeri bir durumu yaşamıştır. Bu sorun karşısında çözüme ulaşmak için yapılabilecek birçok şey var; geçmişte aynı sorunu yaşamış insanların hayatlarını incelemek de bunlardan birisi. Hatta bence en faydalı yöntemler arasında yer almakta. Bu sebeple yazımda anlatmak ve sizleri hayatıyla ilgili detayları araştırmaya biraz olsun teşvik etmek için tarihi bir ismi seçtim: Harold Hardrada. 3. Harold olarak da bilinen bu kişi, Norveçli bir Viking olup 11. yüzyılda yaşamıştır. Başta kulağa sıkıcı geliyor olsa da onun erken sonlanan hayatına sığdırdığı şeyleri öğrendikçe konunun ilginizi çekeceğine eminim.

Kendisi daha hayatının ilk dönemlerinde üvey erkek kardeşi ile taht mücadelesine girdi. Bu mücadelede kardeşini kaybetti ve kaçmak zorunda kaldı. Daha yolun başındayken böyle yıkıcı bir olay yaşasa da bu durum onu durdurmaya yetmedi ve bir gün hak ettiği yere geleceğinin inancıyla yollara düştü. Yollar onu İstanbul’a, o zamanki Bizans İmparatorluğu başkenti olan Konstantinopolis’e, götürdü. Bizans imparatorunun o yıllarda Nordik ve Viking savaşçıları kendisine koruma ve general olarak işe alması oldukça yaygındı. Harold da imparatorluğa katıldı ve Akdeniz’de Araplara karşı savaşmaya gönderildi. Kudüs, Sicilya, İtalya ve hatta Dicle Nehri yakınlarında bile savaştı. Kendisi üstün başarılarıyla ve cesaretiyle büyük ün topladı fakat bu ün ona faydadan çok zarar getirdi. Daha sonra Bizans’ta dönen taht oyunlarının etkisiyle hapse atıldı. Durumun tüm vehametine rağmen çıkan bir isyandan faydalanarak hapisten kaçtı. Bu sırada kaybettiği üvey kardeşinin oğlunun Norveç Kralı olduğunu öğrendi ve evine doğru yola çıktı.

Evine döndüğünde yeğenine karşı savaştı ve onu güçlerini kendisi ile paylaşmak zorunda bıraktı. Kral ünvanına ortak olduktan sonra ise Danimarka, İsveç gibi yakın ülkelere karşı zaferler kazandı fakat onun asıl hedefi İngiltere idi. İngilizler uzun yıllardır Vikinglere karşı savaşıyor ve onların kuzeydeki hakimiyetlerine meydan okuyorlardı. Harold ise bunu kökten çözmek için ordusunu topladı ve İngiltere üzerine yürüdü. İlk zamanlarda büyük zaferler kazanmasıyla İngilizleri perişan etti ancak Viking ordusu savaş ilerledikçe yorgun düşmeye başladı. İngilizler ise son umutları olarak Harold Hardrada’nın adaşı Harold Godwinson’ın emrine toplayabildikleri orduyu verdiler. Çok ilginçtir ki bu ordu zor da olsa meşhur Stamford Köprüsü Savaşı’nda Vikingleri yenmeyi başardı ve bu savaşta Harold Hardrada hayatını kaybetti. Yaşamı boyunca çok çeşitli coğrafyalarda savaşan 3. Harold tarihe büyük bir savaşçı olarak geçti.

Yazının bu kısmına kadar muhtemelen kendisini klasik bir savaşçı olarak düşündünüz ama kendisi bu süreçte çok farklı kişisel kabiliyetler de kazandı. Edebiyat, simya, binicilik, yüzme, kayak, atıcılık, kürek ve arp çalmak gibi birçok alanda uzmanlığa sahip oldu. Hatta Norveç’ten kaçtığında adeta gerçekleşeceğini biliyormuşçasına “Çalılıktan çalılığa değersizce emekliyor ve sürünüyordum, kim bilir bir gün ne kadar yükseleceğim?” diye yazmıştı. En zor zamanlarında bile kendine inanmasıyla tarihe geçmesi bizlere çok şey anlatıyor. Biz de kendimize bu kadar inanıyor ve umudumuzu koruyabiliyor muyuz? Çoğumuz bugünlerde zor zamanlar geçiriyoruz ancak en zorlayıcı koşullarda dahi umudumuzu asla kaybetmemeliyiz. Umut ve motivasyon bizi mutlu bir hayata ulaştırabilecek en önemli unsurlardır. Dilerim ki bu satırlar her biriniz için faydalı olmuştur. Zira Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi: “Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.”

Sizlerin de umudunuzu hiçbir zaman yitirmemeniz dileğiyle…

🔥 Aidiyet Bülten'in 3. Sayısı Çıktı !