January 29, 2022 | Yazar: Ali Baran Arıban

Milli İrade ve Ankara

blog-feature-image

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmesi karşısında Türk milletinin tepkisi olarak 23 Nisan 1920 tarihinde kurulan, “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” ilkesi ile yürütmeyi denetleyen ve yasama erki olarak çalışan kurumdur. 1982 Anayasası’nın 108. maddesi uyarınca yasama erki beş yılda bir Türk milletini temsilen seçilen milletvekilleri tarafından yasa ve kanun yapılarak kullanılır.

Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde 28 Ocak 1920 tarihinde 1. Dünya Savaşı sonrası imzalanacak olan barış antlaşmalarında Osmanlı Devleti’nin kabul edeceği asgari şartları içeren Misak-ı Milli’nin yayınlanması nedeniyle İstanbul 16 Mart 1920’de resmen işgal edilir. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, Temsil Heyeti’nin başkanı olarak meclisi Ankara’da toplanmaya davet eder. Mustafa Kemal önceden beri meclisin işgal altındaki İstanbul’un dışında toplanmasını istemekteydi; Ankara ise Anadolu’nun ortasında, cephelerden uzakta küçük bir şehirdi. 23 Nisan 1920 Cuma günü Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti ve devrik Meclis-i Mebusan üyelerinden oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla Ankara milli egemenliğin kalesi haline gelecekti.

24 Nisan 1920 tarihinde yapılan toplantıda ilk başkanı olarak Mustafa Kemal Paşa’yı seçen Millet Meclisi; 100 yılı aşan tarihine 3 farklı hizmet binası sığdırmıştır. İlk meclis binası 1920-1924 yılları arasında kullanılmış olup, Altındağ ilçesinin Ulus Meydanı’nda bulunmaktadır. Tek katlı olan 1. TBMM Binası, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kulüp binası olarak tasarlanmasına rağmen, meclisin Ankara’da toplanmasının kararlaştırılması üzerine henüz bitirilmemiş olmasına rağmen halkın katkılarıyla kısa zamanda tamamlanmıştır. İstiklal Savaşı’nı yöneten, Başkomutanlık ve Tekalif-i Milliye yasalarını çıkaran, Mudanya Mütarekesi ve Lozan Barış Antlaşması’nı onaylayan kurucu meclis günümüzde Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak faaliyet göstermektedir.

İlk meclis binasının yetersiz kalması sonucu ona yakın bir konumda 18 Ekim 1924 tarihinde açılan ikinci meclis binası; 1960 yılına dek kullanılmış olup 2. Dünya Savaşı, Kore Savaşı, çok partili yaşama geçiş gibi önemli tarihi olay ve olgulara tanıklık etmiştir. İlk meclis ne kadar “savaş” meclisi ise ikinci meclis de bir o kadar “inkılaplar” meclisidir. Atatürk ilke ve inkılaplarının gerçekleştirilmesi ve Cumhuriyet rejiminin yerleşmesi bu mecliste gerçekleşmiştir. Merkezinde genel kurul salonu bulunan, Selçuklu ve Osmanlı motiflerinin yer aldığı iki katlı bina şu anda Cumhuriyet Müzesi olarak faaliyet göstermektedir.

Günümüzde kullanılmakta olan üçüncü meclis binası ise Ocak 1961 tarihinde açılmış olup dünyanın en büyük parlamento binaları arasında yer almaktadır. Avusturyalı mimar Clemens Holzmeister tarafından tasarlanmış olup Türkiye Cumhuriyeti’nin kalıcılığının ve gücünün mimari bir yansıması olarak inşa edilmiştir. 1961 Anayasası’nın gereği olarak 1980 yılına kadar “Millet Meclisi” ve “Cumhuriyet Senatosu” adı altında iki meclis halinde çalışmıştır. Bunların içinden Cumhuriyet Senatosu TBMM’nin üst kanadını oluşturan yasama organı olarak bir kısmı halk tarafından seçilen üyelerden, geri kalanı ise Cumhurbaşkanı tarafından seçilen kontenjan senatörlerinden ve ömür boyu görev yapan tabii senatörlerden (eski Cumhurbaşkanları ve Milli Birlik Komitesi üyeleri) oluşmaktaydı. 1982 Anayasası ile tekrar tek meclisli sisteme geri dönülmüştür. Yetkilileri ağırladığı 60 yıl boyunca ihtilaller ve Kıbrıs Barış Harekatı gibi önemli olaylara tanıklık eden bina; dairesel amfi planı doğrultusunda düzenlenmiş bir Genel Kurul Salonu, siyasi parti grupları için ayrılmış 176, 415 ve 700 kişilik üç büyük toplantı salonu ve 44 salon ve 352 farklı boyutlarda odadan oluşmaktadır.

Cumhuriyetin ilk 100 yılının her bir anına tanıklık eden Ankara’nın en büyük gururu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve büyük önderi Atatürk’ün edebi istirahatgâhı olan Anıtkabir’i ve onun en büyük eseri olan milli egemenliğin temsilcisi Millet Meclisi’ni barındırmasıdır. Çünkü Ankara Atatürk ile uyur, Atatürk ile uyanır.

🔥 Aidiyet Bülten'in 3. Sayısı Çıktı !